DEMİRÖREN MEDYA MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ AÇILDI  
DEMİRÖREN MEDYA MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ AÇILDI

DEMİRÖREN MEDYA MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ AÇILDI

Millî Eğitim Bakanlığı ve Demirören Medya iş birliğiyle Türk ve dünya medyasının geleceğine katkı sağlayacak yeni nesil gazetecilerin yetiştirilmesi amacıyla hazırlıkları tamamlanan Demirören Medya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin açılışı, Bakan Mahmut Özer ve Demirören Medya Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören'in katılımıyla gerçekleşti.

Millî Eğitim Bakanlığının, mesleğinde en donanımlı gençleri yetiştirmek üzere akademik eğitimi ilgili sektörlerle buluşturarak hayata geçirdiği mesleki ve teknik Anadolu liseleri kapsamında yer alan Medya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Demirören Medya grubu bünyesinde açıldı. 
 
Medya lisesinin açılışında konuşan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, kısa süre önce medya lisesinin açılışına dair imzalanan iş birliği protokolünün somut olarak hemen sonuçlanmasından büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek "Bugün aslında iki ayrı ilki yaşıyoruz. Bir, yapmış olduğumuz iş birliği neticesindeki Türkiye'nin ilk ve tek medya mesleki ve teknik lisesini açtığımız gibi ikinci olarak mesleki eğitim merkezi alanında da ilk defa sektörün içinde bir işbirliğiyle mesleki eğitim merkezini açıyoruz. Bunu da medya alanında açıyoruz. Dolayısıyla bugün hakikaten mesleki eğitim alanında birçok kırılma noktasını taşıyan tarihî bir gün olduğuna inanıyorum." dedi.  
 
"Tanıtım filmini izleyince insanın öğrenci olası geliyor." diyen Bakan Özer, "Aslında yıllardan beri bizim Millî Eğitim Bakanlığı olarak yapmak istediğimiz şey, tam somut bir şekilde kendisini gösteriyor. Kimin insan kaynağına ihtiyacı varsa o insan kaynağına ihtiyacı olan işletmenin bizatihi kendinin bünyesinde insanların yetiştirildiği eğitim platformunun teşekkül ettiği bir okul." değerlendirmesini yaptı.
 
Mesleki eğitimin 1999 yılındaki katsayı uygulaması nedeniyle zorlu bir süreçten geçtiğini hatırlatan Bakan Özer,  şunları söyledi: "Mesleki eğitim mezunlarının yükseköğretime erişiminin önündeki engeller, mesleki eğitimde inanılmaz bir maliyet ödemesine neden oldu. On yıllardır iş gücü piyasasının 'Aradığım elemanı bulamıyorum.' sözünün bu semalarda yankılandığı bir döneme tanıklık ettik. Bizler katsayı uygulamasını kaldırdıktan sonra Millî Eğitim Bakanlığı olarak bu süreci hızlı bir şekilde toparlamak ve rehabilite edebilmek için çok çaba sarf ettik. Son yapmış olduğumuz en önemli adım, aslında mesleki eğitimdeki paradigma değişimi... İşverenlerin, iş gücü piyasası temsilcilerinin sürece aktif olarak katılımlarını sağlamaktır. Yani biz Millî Eğitim Bakanlığı olarak mesleki eğitim mezunlarını ne için veriyoruz? Özel sektörün nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılamak için veriyoruz. O zaman özel sektöre müdanasız davranamayız. Özel sektörle birlikte tüm müktesebatı kullanarak tüm süreçleri birlikte planlamak, programlamak ve bu ülkenin tüm müktesebatını mesleki eğitiminin içine aktarmak durumundayız. İşte bu atmış olduğumuz adımlarla sektörün tüm temsilcileriyle, mesleki eğitim vermiş olduğumuz tüm alanlarda artık müfredatı birlikte güncelliyoruz, öğrencilerin işletmede beceri eğitimlerini birlikte planlıyoruz, mesleki eğitimin kalitesi için çok kritik olan mesleki alan ve atölye öğretmenlerinin iş gücü piyasası, işbaşı eğitimi ve mesleki gelişim eğitimlerini de birlikte planlıyoruz. İşte bunun en somut vücut bulduğu lise, bugün açılışını yapacağımız lise."
 
"Artık mesleki eğitimde yüzde 1'lik başarı diliminden öğrenci alan okullarımız var"
Millî Eğitim Bakanlığı olarak mesleki eğitim verdikleri tüm alanlarda sektörün en güçlü temsilcileriyle bu kapsamda çok boyutlu iş birliği yapmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Bakan Özer, "1999'daki katsayı uygulamasının aslında mesleki eğitim algısıyla ilgili olumsuz yansımasından sonra en kalıcı etkisi akademik olarak başarılı öğrencileri mesleki eğitimden uzaklaştırması oldu. Yani giderek mesleki eğitim hiçbir yere yerleşemeyen öğrencilerin zorunlu olarak gittikleri bir okul türü ve akademik olarak başarısız öğrencilerin homojen bir şekilde kümelendiği okullara dönüştü. İşte bu sektör temsilcileriyle atmış olduğumuz adımlar, bu algıyı tam tersine çevirdi. Artık mesleki eğitimde yüzde birlik başarı diliminden öğrenci alan okullarımız var." diye konuştu.
 
Her geçen gün mesleki eğitime yönelimin arttığına işaret eden Özer, "Mesela ASELSAN'la yapmış olduğumuz mesleki teknik Anadolu lisesine, Ankara Fen Lisesine giden öğrencilerle aynı puanda, hatta daha yüksek puanda olan öğrenciler gitmeye başladılar. Aynı şey Teknopark İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde, İTÜ Mesleki ve Teknik Lisesinde oldu. İşte bugün Demirören Medya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi de ben inanıyorum ki bu LGS sınavından sonra Türkiye'nin en başarılı öğrencilerinin, medyaya ilgisi olan kariyer olarak medyayı gören Türkiye'nin en başarılı öğrencilerinin geldiği, yüzde birlik başarı diliminden öğrenci olan bir okula dönüşecek." değerlendirmesinde bulundu.
 
Mesleki eğitim kurumlarının üretim kapasitesi 200 milyondan 1 milyar 162 milyon liraya çıktı
Mesleki eğitimde bununla yetinmediklerini, aynı zamanda mesleki eğitimdeki üretim kapasitesini de arttırdıklarını belirten Özer, "Öğrencilerin yaparak, üreterek öğrenme kabiliyetlerini arttırmaya çalıştık çünkü bu 'yaparak, üreterek öğrenme', hem öğrenmeyi kalıcı kıldığı gibi mezun oldukları zamanda istihdam edilebilirliklerini de yükseltiyor. Tüm mesleki teknik Anadolu liselerindeki üretim kapasitesi 200 milyon lira bandındayken 2021 yılını 1 milyar 162 milyon liralık gelir ile kapattık. Artık meslek liseleri üretiyor, iş gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu insan kaynaklarını çok kaliteli bir şekilde yetiştirebiliyor." dedi.
 
Kovid -19 salgın sürecinde toplumun koruyucu malzemeye ihtiyaç duyduğu dönemde mesleki eğitimin artan üretim kapasitesi ile 81 ilde, 922 ilçede maskeden dezenfektana, yüz koruyucu siperlikten tek kullanımlık önlüğe, toplumun ihtiyaç duyduğu tüm ürünleri ihtiyaç noktalarına ulaştırılabilir hâle geldiğini hatırlatan Özer, "Mesleki eğitim, artan üretim kapasitesiyle şunu gösterdi: Sadece iş gücü piyasasının ihtiyaç duymuş olduğu insan kaynağını yetiştirmiyor. Aynı zamanda Kovid-19 gibi olağanüstü koşullarda devletinin ve milletinin yanında yer alan bir kara gün dostudur. " diyerek bu dönemde öz veriyle çalışan ve üreten öğretmene ve öğrencilere teşekkür etti.
 
Demirören Medya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde 55'inci AR-GE merkezi kuruldu
Mesleki eğitimdeki artan üretim kapasitesini fikrî mülkiyetle buluşturduklarını dile getiren Özer, şöyle devam etti: "Fikrî mülkiyet, patent, faydalı model, marka, tasarım alanı, bir ülkenin gelişmişliği ve ekonomik büyümesiyle doğrudan bağlantılı olan bir alan. Mesleki eğitim okullarımızın içinde 54 AR-GE merkezi kurduk. Millî Eğitim Bakanlığının üretmiş olduğu fikrî mülkiyet kapsamındaki patent, faydalı model, marka tasarım sayısı yıllık 2.9 iken 2022 yılında şu anda, daha beşinci ayın sonundayız, 7 bin 200 tescil aldık. Şimdi ana uğraşımız, bunu nasıl ticarileştirebiliriz? Yani öğrencilerimiz okurken yaptığı işe inovatif bir şekilde girişimci duygusuyla bakarak nasıl geliştirebilir ve bunu nasıl ticari bir şekilde dönüştürerek ülkenin ekonomisine bir katma değer olarak yükleyebilir. Demirören Medya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde de 55'inci AR-GE merkezimizi kuruyoruz. Bunun müjdesini de buradan vermek istiyorum." bilgisini paylaştı.
 
Mesleki eğitim artık başarı hikâyeleriyle konuşuluyor
Mesleki eğitimin artık başarı hikâyeleriyle konuşulur olduğunu ve bu sürecin bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Bakan Özer, Demirören Medya Grubu'yla imzalanacak ikinci protokolün mesleki eğitim merkezleriyle ilgili olduğunu ifade etti. 
 
Özer, Türkiye'deki mesleki eğitim merkezlerinde haftada bir gün okul, dört gün gerçek iş ortamında eğitim alındığını kaydederek "Türkiye'deki mesleki eğitim merkezi mezunlarının eğitim aldıkları alanda istihdam oranları yüzde 88 ve eğitim aldıkları işletmede, yani dört yıl boyunca gittiği işletmede istihdam edilebilme oranı da yüzde 75. İşveren 4 yıl emek verdiği insanı kaçırmak istemiyor." dedi.
 
25 Aralık 2021 tarihinde 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nda çok önemli değişiklik yaptıklarını anımsatan Bakan Özer, mesleki eğitim merkezlerini Türkiye'deki genç işsizliğin azaltılması için önemli bir enstrüman olarak gördüklerini belirterek şunları söyledi: "Hem işveren için hem de çalışan için cazip bir mekanizma oluşturduk. Öğrencilere her ay asgari ücretin yüzde otuzu kadar işveren tarafından ödenen payı, tamamen devlet olarak biz üzerimize aldık Ve üçüncü yılın sonunda kalfaların almış olduğu ücretleri de yüzde 30'dan yüzde 50'ye çıkarttık. Yani bugün mesleki eğitim merkezine kaydolan bir öğrencimiz, bir gencimiz, ayda 1.275 lira ücret alıyor. İş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı devlet tarafından sigortalanıyor. 3. yılın sonunda kalfa olduğu zaman 2.175 lira ücret almaya devam ediyor. 4. yılın sonunda usta olarak ve mesleki eğitimin tüm özlük hakları ve iş yeri açma belgesine de sahip olarak mezun oluyor."
 
Yasa değişikliği öncesi ve sonrasına ilişkin verileri de paylaşan Özer, şöyle devam etti: "Bu kanun değişikliğinden önce tüm Türkiye'de 159 bin çırak ve kalfa vardı sistemde. Kanun değişikliğinden itibaren 5 ay geçti. Bugün itibarıyla 502 bin çırak ve kalfa sistemde bulunmaktadır ve Sayın Cumhurbaşkanımızın da açıkladığı gibi 2022 sonuna kadar 1 milyon gencimizi, inşallah, mesleki eğitim merkezleriyle buluşturacağız. Yani genç işsizlik oranını düşürmek için de mesleki eğitim merkezlerini aktif olarak kullanacağız. 
 
"Katsayı uygulamasının maliyetleri tamir edilmiştir"
Katsayı uygulaması devreye girmeden önce 1997-1998 eğitim öğretim yılında mesleki eğitim merkezlerindeki çırak sayısının 249 bin 779 olduğunu paylaşan Bakan Mahmut Özer, "Mesleki eğitim bir zamanlar çok iyiydi. Katsayı uygulamasından sonra 74 bine düşmüş, bugün 502 bin 778'e çıkmış bulunuyor. Yani buradan şunu rahatlıkla söyleyebilirim: 28 Şubat sürecinde, 1999 yılında bu ülkeye ödetilen katsayı uygulamasının maliyetleri tamir edilmiştir. Mesleki eğitim katsayı uygulamasından önceki durumundan çok daha güçlü duruma gelmiştir. Bunu da tarihe bir not olarak düşmek isterim." diye konuştu.
 
Açılış vesileyle Demirören ailesine ve emeği geçen herkese teşekkür eden Bakan Özer, okulun hayırlı uğurlu olmasını diledi.
 
Konuşmaların ardından Bakan Özer ve eşi Nebahat Özer'le birlikte Demirören Medya Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören ve diğer protokol üyeleri okulun açılış kordelesini kestikten sonra okulu gezdiler.
 
Medya lisesi bünyesinde meslekî eğitim merkezi 
Okulun açılışının ardından MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile Demirören Medya arasında, Demirören Medya grubu bünyesinde Meslekî Eğitim Merkezi Programı açılmasına ilişkin iş birliği protokolü imzalandı. Demirören Medya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bünyesinde uygulanacak programa, medya alanında istekli en az ortaokul mezunu herkes kayıt olabilecek.
 
Medya lisesinde eğitim alan öğrenciler hangi olanaklardan faydalanacak?
Demirören Medya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, 5 Haziran'da uygulanacak liselere geçiş sistemi kapsamındaki merkezî sınavın ardından ilk öğrencilerini kabul edecek. Türkiye'nin ilk medya lisesinde öğrenciler medya sektörünün tanınmış profesyonel isimlerinden günümüzün ve geleceğin medyasını şekillendirecek eğitimi alacak.
 
Gazetecilik ve radyo-televizyon olmak üzere iki bölümle açılacak lisede öğrencilere basılıdan dijital medyaya, televizyondan podcast'e, sosyal medyadan YouTube'a kapsamlı bir müfredatla dünya standartlarında çağdaş eğitim verilecek. Bu okuldaki eğitimle geleceğin medyası için sektöre yetkin kişiler yetiştirilmesi hedefleniyor. 
 
İstanbul dışından okulu tercih edecek öğrencilere yurt imkânı sunulurken okul öğrencilerinin yemek ve servisleri, Demirören Medya tarafından karşılanacak. Medya eğitimi için gerekli teknik olanaklar okul içinde ücretsiz olarak sağlanırken öğrenciler, Demirören Medya'nın stüdyo gibi olanaklarından da faydalanabilecek, özel atölye çalışmalarına katılabilecek.

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.